Ömer Lütfü TOPAL’ın üzerinde bulunan, Savcılıkça ailesine teslim edilen SSCB’ne ait Diplomatik Pasaportun Türkmenistan Cumhurbaşkanı tarafından verildiği, bu pasaportun Türkmenistan, Azerbeycan ve Amerika seyahatlerinde adı geçen kişi tarafından yurtiçi giriş ve çıkışlarda kullanıldığı belirlenmiştir. 28.8.1996 günü Emniyet Genel Müdürlüğünden gelen ekibe saat 23.00 da teslim edilmişlerdir. Sanık Söylemez kardeşlerin Mersin ilinde oturan, adresini belirledikleri “Bucak” aşiretinden Osman Bucak’ı öldürmeye karar verdikleri, sanık Mehmet Faysal’ın talimatı ile sanık Ümit Atay’ın Mersin’e gittiği ve Osman Bucak’ın evine yakın Soli Sitesinde ev kiraladığı ve babası sanık Zeki Atay’ın çıkardığı ikametgah belgeleri ile üç adep cep telefonu satın aldtığı, sanıklar Mehmet Sena, Mehmet Faysal ve Mustafa Söylemez ve Fevzi Şahin’in de Mersin’e gittikleri, bu yerde bekleyen sanık Ümit Atay ile buluştukları, kiralanan ve Osman Bucak’a ait evleri ve çevrelerini inceledikleri, sanık Mustafa’nın Mersin ilinde kaldığı, sanıklar Mehmet Sena, Mehmet Faysal ve Fevzi Şahin’in Pozantı İlçesinde sanık Can ile buluştukları, sanık Can’a ait 56 G 0008 plaka sayılı otoyu sanık Ümit Atay ve sanık Ümit’in Adana’dan çağırdığı ve bu yere gelen babası sanık Zeki Atay ile Mersin’e gönderdikleri, sanık Mustafa’nın siparişi üzerine sanık Can’ın getirdiği bir adet B47728Z seri sayılı Baretta marka tabanca ile, bir adet G-3 tüfeğine ait dipçiğin, Tarsus ilçesinde arama yapan görevlilerce bu otoda bulunduğu ve alıkonulduğu, sanıklar Ümit ve Zeki Atay’ın, sanık Can’a ait anılan otoyu Mersin’e götürdükleri, anahtarlarını bu evde bulunan sanık Mustafa’ya teslim ederek Adana’ya döndükleri, İstanbul’a gelen sanıklardan Mehmet Faysal ve Can’ın eylemde kullanılmak üzere, iki adet cep telefonnu bomba haline getirmesi için, İlimiz Kartal İlçesinde oturan Astsubay olarak görevli sanık Muhsin Çayan’ın evine götürdükleri, sanık Muhsin Çayan’ın sanık Can ile birlikte cep telefonlarını patlayıcı madde patlatmaya yarar hale getirdikleri, sanıklar Mehmet Faysal ve Can tarafından hazırlanan cep telefonlarından bir tanesinin fünye patlatılarak denendiği ve kullanılmaya elverişli olduğunun belirlendiği, sanıklar Mehmet Sena Söylemez, Mehmet Faysal, Can ve Fevzi’nin 06 VVS 45 plaka sayılı Mercedes marka oto ile İstanbul’dan Ankara’ya gittikleri, Ankara Ümitköy’de bulunan evde gizledikleri, sanık Can’ın görevli olduğu askeri birlikten temin ettiği plastik patlayıcıları ve fünyeleri ve silahları alarak otoya yerleştirdikleri ve Mersin iline hareket ettikleri, sanıkları izleyen ve Mersin iline gitmekte bulunduklarını öğrenen İstanbul Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Cinayet Bürosu görevlilerinin 11/06/1996 günü Pozantı ilçesi girişinde Adana ve Pozantı Emniyet Müdürlüğü görevlileri ile birlikte, sanıkları yakalamak için önlem aldıkları, saat:01.15 sıralarında sanıklara ait 06 VVS 45 plaka sayılı otonun turnikeler girişinde görevlilerce durdurulduğu, görevlilerce sanıklardan, otodan inmeleri ve kimliklerini göstermeleri istenildiği, otodan inen sanıklar Fevzi Şahin ve Mehmet Sena Söylemez’in tabancaları ile görevlilere ateş ettikleri, görevli polis memurları Murat Uzun ve Ziyaettin Ferman’ın yaralandığı, görevlilerin karşılık verdikleri ve çatışma sonucunda sanıklar Fevzi Şahin ve Mehmet Sena Söylemez’in yaralı olarak, sanıklar Mehmet Faysal Söylemez ve Can Köksal ile birlikte yakalandıkları, sanık Fevzi Şahin’den Browning marka L.41666 seri sayılı 9 mm.
Nitekim Turizm Kontrolörlerince Mersin Hilton Oteli İşletmesinde yapılan 20.12.1995 tarihli denetimde, tesiste 11 adet oyun masası ve 54 adet oyun makinası olması gerekiriken, http://www.malamav.org/86963473 uygulamada 19 adet oyun masası ve 154 adet oyun makinasının olduğu, 22.3 1996 tarihli denetimde, 18 adet oyun masası, 154 oyun makinası bulunduğu, 1.6.1996 tarihli denetimde ise 20 adet oyun masası, 1 adet at yarışları makinası(23 kişilik) , 154 adet oyun makinası buluntuğu saptanmış, Bu usulsüzlükten dolayı anılan şirkete yalnızca, 3.150.000 Tl ceza kesilmesi önerilmiştir. L-42246 seri sayılı Browning marka tabancanın ele geçirildiği ve hakkında Tarsus Cumhuriyet Başsavcılığınca işlem yapıldığı, sanık Ümit’in açıklaması üzerine Adana’da bulunan evinde 9 mm. 1996/28590 Hz. sayılı iki adet dosyası bulunduğu bildirilmiş olup, ilimizde bulunan diğer Adli merciilerce hakkında yakalama ve gıyabi tevkif müzekkeresinin bulunmadığı cevabi yazılarında bildirilmiştir.” şeklinde cevap verildiği incelenmiştir.
Adet ve sanayie misal, insanın his ve kuvvetleridir. Gündüze misal, insanın sürurudur. Sura misal, insan boğazıdır. Cesetlerin haşrine misal, dördüncü hazımdır ki, menî hâsıl olur. Bir benzerliği budur ki, ölüme misal, uykudur. Güvenilir rulet siteleri binlerce insanın zevk aldığı ve kolayca para kazandığı bir platformdur. Jackpot, genellikle birikimli bir ödül potasını ifade eder ve bu pota, oyuncuların katılımıyla sürekli olarak büyür. Ziya Bandırmalıoğlu’nun ifade ettiği üzere, yaklaşık 700-800 milyon lira tutarındaki düğün masraflarının tamamı Abdullah Çatlı tarafından karşılanmıştır. Ömer Lütfi TOPAL’ın Emperyal Gazinolarının Halkla İlişkiler Müdürü Arzu TOK, patronları Ömer Lütfi TOPAL, Sami HOŞTAN ve Ali Fevzi BİR’in aralarının çok iyi olduğunu, aralarında bir kavga ve husumete şahit olmadığını, Mehmet ÖZBAY olarak Abdullah ÇATLI’nın patronlarının misafiri olarak Shereton Casinosuna sık sık yalnız olarak geldiğini, sanık olarak adları geçen polis memurlarını hiç görmediğini söylemiştir.
Casino site
Buna göre; Öldürme olayının soruşturulması görev ve yetkisi Sarıyer C.Başsavcılığına aittir.Cürüm işlemek için teşekkül meydana getirmek yönü ile olayın soruşturulması görev ve yetkisi İstanbul DGM.C.Başsavcılığına aittir.Öldürme olayının zanlıları 3 polis memuru ve 2 sivil şahsın İstanbul emniyet Müdürlüğünden Sarıyer C.Başsavcılığının bilgisi dışında alınarak Emniyet Genel Müdürlüğüne getirilerek C.Başsavcılıklarına haber verilmeden serbest bırakanlar, bu talimatı verenler dönemin İçişleri Bakanı Mehmet AĞAR, Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Halil TUĞ, Özel Harekat Daire Başkanvekili İbrahim ŞAHİN, İstanbul Emniyet Müdürü Kemal YAZICIOĞLU ve Emniyet Müdür Yardımcısı Bilgi ÜNAL haklarında adli görevi ihmal suçundan yetkili C.Başsavcılığınca soruşturma yapılmasının uygun olacağı düşünülmektedir.İdari yönden Emniyet Genel Müdürlüğünce soruşturma yapılmıştır. Bu olayın İstanbul Emniyet Müdürlüğünce tahkikatının yapıldığı sırada 25.08.1996 tarihinde Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliğine ismini bildirmeyen bir kişi tarafından yapılan ihbarda, Ömer Lütfi TOPAL’ın öldürülmesi olayının faillerinin Ayhan ÇARKIN, Ercan ERSOY, Oğuz YORULMAZ isimli Özel Harekat Dairesi polis memurları ile Sami HOŞTAN ve Ali Fevzi BİR isimli kişiler olduklarını bildirilmiştir. Ömer Lütfi TOPAL’ın ölümünden bir ay kadar sonra bu olayın İstanbul Emniyet Müdürlüğünce tahkikatının yapıldığı sırada 25.08.1996 tarihinde Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliğine ismini bildirmeyen bir kişi tarafından yapılan ihbarda, Ömer Lütfi TOPAL’ın öldürülmesi olayının faillerinin Ayhan ÇARKIN, Ercan ERSOY, Oğuz YORULMAZ isimli Özel Harekat Dairesi polis memurları ile Sami HOŞTAN ve Ali Fevzi BİR isimli kişiler olduklarını bildirmiştir. Mehmet Özbay adına düzenlenmiş olan silah taşıma ruhsatı ile ilgili işlemde kusuru görülenler hakkında rapor düzenlenmiş olup, cezai bakımdan polis müfettişlerince fezleke düzenlenmektedir.
1986 Ağustos ayında Mardin Dargeçit’te çıkan bir olayda güvenlik güçlerinin olayın üzerine gitmek için sabahı beklediklerini ve vazifelerini ihmal ettiklerini, konunun basına da bu şekilde geçtiğini, bunu yapanların Jandarma olduğu, Turgut bey’in çok üzüldüğünü ve bu tam bir rezalet buna bir şey yapmamız lazım diyerek kendisini çağırdığını, Genel Kurmay Başkanına sorayım mı? Malatya Darende İlahiyat Fakültesi’’ isimli word dosyasında; Hürriyet Gazetesinin bir haberiyle ilgili Darende ilahiyat Fakültesinde yapılan araştırma olduğu, Jandarma Genel Komutanlığının değerlendirmesinin yer aldığı, son bölümde "Sonuç olarak; fakültenin irticai amaçlı vakıf ve derneklerin etkisinden kurtarılabilmesi için, il merkezine nakledilmesi ve yöneticilerinin değiştirilmesinin zorunlu olduğu kanaatine varıldığı" şeklinde bir rapor olduğu görülmüştür. Öte yandan örgütsel dokümanlarda belirtildiği gibi örgütün en çok önem verdiği ve sızmaya çalıştığı kurumlardan birisinin Türk Silahlı Kuvvetleri olduğu, bu nedenle halen gizli bir şekilde bu faaliyetlerini sürdürdüğü, hatta bu faaliyetlerini KARARGAH EVLERİ şeklinde adlandırarak özellikle harp okullarında bulunan subaylar ve öğrencilerle ilgilendikleri, bunların yanı sıra halen görevde olan bazı Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları ile ilişki içerisinde oldukları, bu ilişkileri sayesinde birçok kişinin askerlikle ilgili problemlerini çözdükleri ve istedikleri yerlerde askerlik yapmalarını sağladıkları, ayrıca bu ilişkileri örgütün farklı amaç ve hedefleri için kullandıkları anlaşılmıştır. Denilmek suretiyle kontrol dairesinin çok gizli ve hücre yapılanması şeklinde örgütlendiği anlaşılmaktadır.
Bu arada Tarık Ümit’in evinde Mehmet Ağar’ın imzasını taşıyan bir belge bulduklarını, Hande Ümit’in bu belgeyi Komisyona ulaştırdığını sandığını, bu aşamada daha önceki duyumları ile bunu birleştirdiğinde Mehmet Ağar’a ulaştığını, son zamanlarda Tarık Ümit’in huzursuz olduğunu, bu huzursuzluğun Özel Harekat Timiyle ilgili olduğunu, son günlerde Korkut Ekenden tehdit telefonlarının geldiğini, Tarık Ümit’in Cihangirdeki bürosunda çalışan Ali Vasıtasıyla Korkut Ekenin “Tarık bize bir oyunlar etti; ayağını denk alsın, yakında onun hesabını göreceğiz.” diye haber gönderdiğini, Tarık Ümit’in Özel Harekat Birliğine lanse ettiği, kot adı Cavit olan beyin bir gün Tarık Ümite gelerek “beni bu insanlara sen lanse ettin, ancak; bunlar seni öldürmem için para ve silah verdiler, hakkında böyle düşünüyorlar, ayağını denk al.” dediğini, ancak bunları kimden duyduğunu hatırlıyamadığını, bu duyumları alınca Korkut Eken’i araştırdığını, Mehmet Ağarın danışmanı olduğunu öğrenince Mehmet Ağardan bazı şeyler öğrenebileceğini düşündüğünü ve Ağar’a bir mektup yazdığını, kendisiyle görüşmek istediğini yazdığını, Ağar’ın o zaman Adalet Bakanı olduğunu ve kendisine uygun bir zamanda görüşürüz diye cevap verdiğini. Dün akşam bi konuştu ondan sonra ne oldu ne yapıyor ki" "Yani CIA bağlantılı belli dün akşam konuşurken Nazara anlattı" dediği, X ŞAHSIN "Valla bu büyük bir operasyona benziyo ama ben şimdi bu çocuk beni arıyodu kapattı. ERCÜMENT GELİRSE DÜZELİR HER ŞEY" dediği, H. ERTEKİN'in "Abi şeyleri almışlar haberin var mı VELİ KÜÇÜK MELİ KÜÇÜK ONLARI NEDİR ONLARIN KONUSU" dediği, X ŞAHSIN "Valla daha detayını bilmiyorum akşam görüşürüz bu akşama gidecem ya" "Cemal aradı beni" dediği, H.ERTEKİN'in "Anladım ..Yine şüpheliler Veli KÜÇÜK ve Ümit OĞUZTAN'dan ele geçirilen "PANZEHİR" isimli dokümanda: Türk Silahlı Kuvvetleri'nin genç ve yetenekli subaylarının PKK üst yönetim kademesine yerleştirilmesi şeklindeki ibarelerden de yine örgütün kendi ana prensiplerinden olan terör örgütü kurup yönetmek prensibine Türk Silahlı Kuvvetleri'nin manevi şahsiyetini alet edip kullanmak suretiyle kendi ideolojik ve örgütsel faaliyetlerini gerçekleştirmeyi amaçlamışlardır. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bünyesinde ve kontrolünde kurulmuş bir örgüt gibi tanımlamak suretiyle örgütün etki ve faaliyet alanını geniş tutulmasına ve Türk Milletinin Türk Ordusuna karşı duymuş olduğu sevgi, saygı ve bağımlılığını da kötüye kullanmak suretiyle amaçlarına ulaşmayı planladıkları anlaşılmaktadır. 6 sayfadan oluşmaktadır. DOKÜMANIN YAPILAN İNCELEMESİNDE; Kemalist model: "Ulusal Gençlik Hareketi" isimli çalışmanın "Dinamik" adıyla tanımlandığı, 29 Ekim 2000 tarihli bu tez çalışmasının Doğu PERİNÇEK'e iletildiği, Perinçek tarafından kaleme alman ve "Ulusal Gençlik Birliği Üzerine Görüşler" adıyla ileri sürülen düşüncelerin objektif olarak değerlendirildiğinde örtülü "Anti/Tez" niteliği taşıdığı ve bu çalışmanın Doğu PERİNÇEK tarafından kaleme alınarak dile getirilen "karşı düşünceler"e ilişkin görüşleri içerdiği belirtilmiştir.
1960 Siverek doğumlu olduğunu, siyasete 1991 yılındaki seçimlerde katıldığını, DEP milletvekillerinin, özellikle Abdullah Öcalan’ın yanından gelen elçiler vasıtasıyla kendisiyle görüşmek istediklerini, kendisiyle görüşerek “Biz, Siverek’e, Urfa’ya örgüt olarak gireceği, yalnız tarafsız kalacaksınız, bize karışmayacaksınız, devletin yanında yer almayacaksınız” demek istediklerini bildiğini, devletiyle beraber casino slot makinesi fiyatları olduğunu, Bekaa’dan gelen bazı insanlarla görüşmelerinin çoğunu kasete aldığını ve bundan Ankara Emniyeti başta olmak üzere o zamanki tüm devlet yetkililerine bilgi verdiğini, DEP’in kapatılması ve milletvekillerinin çoğunun içeri alınmasında Devlet Güvenlik Mahkemelerine verdiği ifadelerin büyük katkısının olabileceğini, 1993’te bunların kendine karşı ve ailesine karşı bir tavır almak istediklerini ve Siverek’te örgütlü eylemlerin başladığını, Siverek’te Anavatan Partisi İlçe Başkanı ve kardeşinin katledildiğini, bazı köylülerin ve vatandaşların katledildiğini, Siverek halkının bu olayları istemediğini, Siverek halkının tavır almasıyla beraber örgütün orada çökertildiğini, halkla olan içtenliği ve devlete olan bağlılığı nedeniyle kendisine karşı tavırlar olduğunu, kanunsuz bir iş yaptığı zaman devletini çiğnemiş olacağını, İstanbul’a giderken Mehmet Özbay’ı aradığını, Mehmet Özbay’ın Abdullah Çatlı olduğunu çok sonraları öğrendiğini, İstanbul’a dinlenmeye gittiğini, Yalova’daki termale gittiklerini, o akşam yakın arkadaşı Ali Aydınlıktan’ın oğlunun kafasına kurşun değdiğine dair haber aldıklarını, durumunun kötü olduğunu öğrendiklerini, akşam bu durumu arkadaşlarına söylediğini, İzmir’e gitmesi gerektiğini söylediğini, Mehmet Özbay’ın “bende gelirim” dediğini, yola çıktıklarını, Ören’de veya Altaylar’da bir arsa ofisi olduğunu, bu arsaya baktıktan sonra şoförünün gelip “Ağabey, Ali Abinin oğlu vefat etmiş” dediğini onun üzerine hemen harekat ettiklerini, hastaneye gittiklerini, fakat kimseyi bulamadıklarını, daha sonra evlerine gittiklerini, taziyelerini bildirdikten sonra ayrıldıklarını, Princess’te yer ayırttıklarını, otele gittiklerinde bir bayanın Mehmet Özbay’ın yanında oturduğunu, onunda kendileriyle geldiğini, İzmir’e gelirken Kocadağ ile görüştüklerini, Kocadağ’a İzmir’e gidiyorum dediğini, onunda “bilsem bende gelirdim” dediğini, daha sonra uçakla yarın geleceğini söylediğini, ertesi sabah uyandıklarında Kocadağ ile görüştüklerini ve onun geleceğini öğrendiklerini “beni aldırabilirmisiniz?” dediğini, bunun üzerine yanındaki koruma polisi Ercan Bey’i (daha önce Kocadağ’ın yanında çalışmış bir polis olan) Hüseyin Kocadağ ı arabayla almaya gönderdiğini, koruma polislerinde ve şoförün de huzursuzluk gördüğünü, polis Ercan’ın bir ara kendisini çağırıp huzursuz olduklarını ve takip edildiklerini söylediğini, “İzmir’den hemen ayrılalım” dediklerini, Bunun üzerine Kuşadasına gitmeye karar verdiklerini, o gün akşam üzeri çıktıklarını, Onura otel’de kaldıklarını, ertesi gün de orada kaldıklarını, polislerde slot oyunları demo rahatsızlık ve tedirginlik olduğunu görünce Ankara veya İstanbul’a gidelim dediğini, Hüseyin Kocadağ’ın İstanbul’da işi olduğu için İstanbul’a gidip oradan Ankara’ya geçmeyi düşündüklerini, o gün sabah en geç kendisinin kalktığını ve kahvaltısını yarım bırakarak yola çıktıklarını, o bayan ile Mehmet Özbay’ın arabanın arkasında oturduklarını, İzmir’i geçtikten sonra Kocadağ’ın çok süratli gittiğini gördüğünü, arabanın ibresinin 230’u gösterdiğini, birşeyler söylediğini, Kocadağ’ın kendisine dönüp birşeyler söylediğini ve güldüğünü, kendisininde gülerek yolu görmemek için koltuğun ucuna doğru geldiğini, kaza’dan sonra Ankara’da ancak arabasını televizyonda görünce, kaza yaptığının kesin olduğuna emin olduğunu, arabada bulunan silahların İstanbul’a gelirken dahi olmadığını, o silahlardan bilgisinin olmadığını, kendisinin arabada bulunan Sig Sauter silahı olduğunu, onun dışında polislerinin hepsinin silahı olduğunu, eğer takip ediliyorlarsa bu silahların kazadan sonra arabaya konulmuş olabileceğini, diğerlerinin çantasında vardıysa silahların onların olabileceğini, arabada söylenildiği gibi gizli bölme olmadığını, Mehmet Özbay’ın, köyüne 1 defa 1996 Kasım’ında geldiğini, 1993 yılı sonu veya 1994 yılı başında Siverek’e halka güven verebilmek için gittiğini, Ankara’da babasının vefat etmesi üzerine Siverek’e defnettiklerini ve taziyelerin 1,5-2 ay sürdüğünü bu arada yorgun düştüklerini, 1994 ortası veya sonunda dinlenebilmek amacıyla Ankara’ya geldiğini, daha sonra İstanbul’a gittiğini, İstanbul’da Mehmet Özbayı tanıdığını, Abdullah Çatlı adıyla tanımadığını, kalabalık bir ortamda “siz, Sedat Bucak’sınız” diyerek kendisiyle tanışmak istediğini söylediğini, orada tahminen bir hafta kaldığını, Ankara’ya geldiğinde kendisini telefonla aradığını, kendisinin tekrar Siverek’e döndüğünü, 1995’te geldiğini bir-iki defa Mehmet Özbay’ın kendisini sorduğunu, Ankara’ya yılda 2 ya da 3 defa geldiğini, kendisinin dışarıda bürosu olduğunu, bürosuna gelip, oturup, sohbet edip gittiğini, bu insanla slot oyunları hangi saatlerde oynanır (Abdullah Çatlı) bir illegal ya da legal bir işinin, ya da bağlantısının olmadığını, Çatlı nın kendisine ithalat-ihracat şirketi olduğunu ve ticaretle uğraştığını söylediğini.
Connected News:
https://www.owenhc.com/84843613 https://www.owenhc.com/14654254 betpas güncel tipobet yasal mı
Leave a Reply